Pek çok kişi aslında normal bağırsak alışkanlığına sahip olmalarına karşın, her gün dışkılamaya çıkmadıkları için kabızlık çektiklerini sanmaktadırlar. Ne var ki dışkılama sayısı ve miktarı için “herkes için geçerli bir normal” aralık mevcut değildir. Çoğu durumda kabızlık kendiliğinden geçen ve ciddi sorunlara yol açmayan bir rahatsızlıktır. Kısa kabızlık dönemleri tamamen normaldir. “Sağlıklı kişilerin her gün bir kez tuvalete çıkmaları gerekir” şeklindeki yaygın ve yanlış kanı, pek çok kişinin kendinde kabızlık olduğunu düşünmesine ve bilinçsizce laksatif ilaçları kullanmalarına yol açmaktadır.
Kabızlığın nedenleri: Kabızlık kadınlarda, çocuklarda ve 65 yaş üstü yaşlı insanlarda daha sık görülür. Gebelik ve doğum sonrası ile ameliyat sonrası dönemlerde de görülme sıklığı artar. Kabızlığı anlamak için kalın bağırsağın nasıl çalıştığı hakkında bilgi sahibi olmak gereklidir. Alınan gıdalar kalın bağırsakta ilerlerken içerdikleri sıvılar bağırsak duvarı tarafından emilir. Bağırsak duvarındaki kasların hareketleri ile dışkı makat yönünde itilir. Çıkışa geldiğinde sıvı içeriğini kaybetmiş dışkı katı hale gelmiştir. Kalın bağırsakta emilen sıvı miktarı artarsa dışkı iyice kuru ve katı hale gelir. Bağırsaktaki kas hareketleri azalmış veya düzensizleşmişse dışkının barsak içinde ilerlemesi yavaşlar ve kaybettiği sıvı miktarı artar.
Kabızlığın en sık gözlenen nedenleri şunlardır:
- Yiyeceklerle yetersiz miktarda lif alınması,
- Yeterli sıvı alınmaması,
- Hareketsiz bir yaşam sürülmesi,
- İlaca bağlı yan etkiler,
- İrritabl bağırsak hastalığı gibi bağırsak işlevini bozan hastalıklar.
- Yanlış müshil kullanımı
- Yaşa bağlı değişiklikler
- Dışkılarken ıkınmaktan kaçınmak
- Multiple sklerozis, lupus, şeker hastalığı gibi bazı hastalıklar,
- Kronik idiyopatik kabızlık gibi bazı özel hastalıklar,
- Kalın bağırsakta veya makattaki (hemoroid gibi) bazı hastalıklar.
Kabızlık bazen ciddi sorunlara neden olabilir. Bunlar arasında en sık karşılaşılanları zorlayıcı bağırsak hareketlerine bağlı olarak ortaya çıkan hemoroidler ve katı dışkının anüs çevresindeki kas ve deride yırtıklar yaratmasına bağlı makat çevresindeki cilt yırtıklarıdır (anal fissürler). Aşırı ıkınma bazen küçük bir bağırsak katlantısının makat dışına çıkmasına neden olur (rektal prolapsus). Eğer çıkışta sertleşmiş fazla miktarda dışkı birikirse bunun ıkınma ile atılması mümkün olmaz ve bu durumda da dışkı taşlaşması ortaya çıkar. Genellikle yaşlılarda ve küçük çocuklarda gözlenen bir durumdur.
Tanısı:
Tedavisi için ağız veya makat yolu ile uygulanan yağlarla dışkının yumuşatılması ve parmakla mekanik olarak çıkartılması gereklidir. Genellikle basit bir tıbbi öyküleme alınması ve fizik muayene yeterlidir. Ancak duruma göre aşağıdaki testlerden bir veya birkaç tanesinin yapılması gerekli olabilir:
Tiroid bozuklukları gibi bazı hastalıkları belirlemek için kan testleri,
Yaşlı hastalarda görülme sıklığı arttığı için barsak tümörlerini dışlamak için dışkı incelemeleri ve baryumlu barsak grafisi gibi bazı radyolojik incelemeler,
Bağırsaklarınızın bir bölümünü doğrudan gözle incelemek için sigmoidoskopi veya kolonoskopi gibi endoskopik muayeneler.
Tedavisi:
Her ne kadar tedavi; nedene, hastalığın süresine ve ağırlığına bağlı olarak değişse de çoğu olguda beslenmede ve yaşam tarzında yapılacak ufak tefek değişiklikler bulguları geçirmede ve tekrarını önlemede yeterli olacaktır.
-Diyet
Yumuşak ve yeterli sıvı içeren bir dışkı oluşturmak için diyetle her gün 20-35 gram lif alınması gereklidir. Uygun diyet hekim veya diyetisyen tarafından planlanabilir. Fasulye, yulaf ve mısır gevrekleri, taze meyveler, kuşkonmaz, lahana, havuç gibi sebzeler yüksek miktarda lif içerirler. Kabızlığa yatkın kimselerde dondurma, peynir, et gibi lif içeriği son derece az besinlerin alımını sınırlamak gereklidir.
-Yaşam tarzı değişiklikleri
Her gün yeterli miktarda su, meyve suyu gibi sıvıları almak, çorba gibi sıvı yiyecekleri tüketmek, günlük egzersiz yapma alışkanlığı edinmek gibi alışkanlıklar edinmek barsak hareketlerine yardımcı olacaktır. Bunların yanında tuvalet için yeterli zaman ayırmak ve dışkılama sırasında bağırsakları boşaltmak için ıkınmaktan kaçınmamak gereklidir.
-Müshiller
Çoğu hastada müshillerin kullanımı gerekli değildir. Ancak yukarıda bahsedilen diyet ve yaşam tarzı değişikliklerini yerine getirmelerine rağmen hala kabızlık çeken bir grup hastada bir süre için müshillerin kullanımı gerekebilir.
Kullanımda değişik biçimlerde (toz, hap, şurup, ciklet) ve değişik içerikte (kitle oluşturucu, uyarıcı, tuzlu, …) pek çok müshil bulunmaktadır. Hangi hastaların, hangi tipte ve ne süre ile müshil kullanmaları gerektiğine ancak bir hekim karar verebilir.
Uzun süreli müshil kullanımı barsak alışkanlığını değiştireceğinden bağımlılık yaratır. Müshil bağımlılığı oluşan hastalarda müshillerin kullanımına yavaş yavaş son verilmelidir. Bu sürecin hekim gözetiminde gerçekleştirilmesi gereklidir. Çoğu kimsede müshillerin bu yolla yavaş yavaş kesilmesi sonrasında barsak normal kasılabilirliğine ve alışkanlığına kavuşur.
Eğer kabızlığa yol açan bir neden saptanabildiyse tedavi bu özel nedene yönelik yapılabilir. Örneğin kullanılan bir ilaca bağlı olarak kabızlık ortaya çıktıysa hekiminiz bu ilacı bir diğeri ile değiştirebilir ya da kesebilir. Rektal prolapsus veya hemoroid gibi bir komplikasyon ortaya çıktıysa (bu durumlar makatta ağrı yaratarak dışkılamayı ağrılı hale getirir ve kabızlığa katkıda bulunur) bunların düzeltilmesi için cerrahi tedavi önerebilir.
Makat bölgesindeki kaslarında işlev bozukluğu bulunan ve buna bağlı kabızlığı olan hastalarda geri dönüm (biofeedback) çalışması yapılabilir. Doğrudan kalın bağırsağın hastalığına bağlı kabızlıklarda bağırsağın bir bölümünü alınması gerekebilir.