Keratokonus Nedir? Keratokonus Belirtileri

Tags

Keratokonus nedenleri ve tedavisi

Keratokonus, gözün en ön tarafında bulunan şeffaf olan korneanın anormal bir şekilde bombeleşme'sidir ve bu bombeleşme astigmat oluşmasına neden olur. Bu astigmat tipi düzensiz astigmat tipidir. Düzenli olan astigmat gözlük camları ile tedavi edilebilir iken, düzensiz olan, yani keratokonusun neden olduğu bir astigmat sorununu gözlük camları ile düzeltmek mümkün değildir.

Keratokonus sorunu olan hasta görme bozukluğu nedeni ile doktora baş vurur ve bu hastaya bir gözlük verilir. Hasta genellikle 2-3 ay sonra tekrar göz doktoruna gider ve tekrar numarası değiştirilmiş bir gözlük verilir. 2-3 ay sonra yeniden göz doktoruna gider ve yine numarası değişmiş bir gözlük verilir. Yani bu hastalıkta görme bozukluğunun derecesi sık sık değişmektedir ve hasta görmesinden memnun değildir.

Keratokonus neden olur?

Keratokonus nedeni tam olarak bilinmeyen bir göz hastalığıdır. Fakat bazı ailelerde babadan çocuğa geçtiği nadir olarak görülmektedir. Keratokonusa neden olan bazı sistemik hastalıklar da vardır. Örneğin, kollajen doku hastalıkları, kemik hastalıkları, down sendromu gibi hastalıklar keratokonus oluşmasında etkili olabilir.

Kumlu ve kuru hava şartlarında yaşayanlarda keratokonus görülme sıklığı daha fazladır. Bunun nedeni de kuru ve kumlu alanların ve havaların alerji riskini arttırmasıdır. Türkiye'de keratokonus Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde daha sık karşılaşılan bir göz hastalığıdır.

En sık karşılaşılan keratokonus nedeni ise alerjiye bağlı konjonktivit oluşmasıdır. Alerjik konjonktivitlerde gözler aşırı derecede kaşındığı için hasta gözlerini çok kuvvetli bir şekilde ovalar ve kornea tabakasının yapısını bozar.

Kornea normalde homojen bir kubbe şeklinde iken, bu nedenlerden dolayı korneanın bir kısmında fıtık oluşur ve bu fıtıklaşma bombeliğin artmasına sebebiyet verir ve bu durumda düzensiz bir astigmat tipi gelişir. Bu nedenle gözleri ovmaktan kaçınmak gerekir.

Keratokonus belirtileri

Keratakonusun ilk belirtisi flu görmek (net görememe) ya da gözlük kullanma ihtiyacı duymadır. Çünkü hasta net göremez ve bu şikayetlerden dolayı göz doktoruna gider ve mevcut olan gözlük numarası değişir. 2-3 ay sonra tekrar göz doktoruna gider ve tekrar gözlük numarası değişir.

Keratokonus hastalığı ilerleyici bir hastalık olduğu için 2-3 ay sonra yine görmesinden memnun olmaz ve yine göz doktoruna baş vurur. Eğer kişide gözlüklerini sık sık değiştirme öyküsü var ise bu hasta da keratokonus varlığı göz önünde bulundurulur ve bu duruma uygun tetkikler yapılır.

Keratokonus hastalarında en sık karşılaşılan durum alerjidir. Alerjik konjonktivit problemi olan hastalarda Gözleri sık sık ovalama ve kaşıma söz konusudur ve bu durumda da kornea tabakasının çatısında bozulmalar oluşur. Gözlerde kaşıntı olduğunda gözler kesinlikle bastırarak kaşınmamalı dır. Bu kaşıntı hissini soğuk su ile gözleri yıkayarak ya da elmacık kemiklerine hafif masaj yapar gibi kaşıyarak bu hissi bastırmak daha doğru olur.

Keratokonus teşhisi

Keratokonus sık rastlanan bir göz hastalığı değildir. Eskiden çoğu göz doktoru keratokonusu gördüklerinde bile tanımlayamazlar idi. Fakat günümüzde gelişmiş olan teşhis yöntemleri sayesinde keratokonus teşhisi daha kolay konulmaktadır. Keratokonusun erken tanısında topografik inceleme önemli bir yöntemdir.

Toplumda keratokonus görülme sıklığı 10000'de 250 civarındadır. Keratokonus genellikle ergenlik çağında (15-20'li yaşlarda) başlar ve çok fazla olmasa da ailesel geçiş gösterebileceği gibi, genellikle nedeni tam olarak bilinmemektedir. En önemli nedeni düzensiz astigmatizmadır ve ilk bulgular hastanın sık sık gözlük numarasını değiştirme ihtiyacı duymasıdır.

Keratokonus nasıl tedavi edilir?

Keratokonus tedavisinde damla ya da herhangi bir ilaç gibi tedaviler bulunmamaktadır. Tedavide, hastanın görmesi azaldığı için ilk olarak numaralı gözlük verilir.

Gözlükten memnun olmayan hastalara kontakt lens ile hastanın görmesine katkı sağlanır. Eğer hasta gözlükten, lens tedavisinden de memnun kalmaz ise bu durumda cerrahi yöntemler düşünülür.

Keratokonus cerrahi tedavisi

Cerrahi tedavi yöntemlerinde 1988'lerden önce keratokonus cerrahisinde sadece kornea nakli yapılmakta iken, 1988'lerden bu tarafa yeni yöntemler gelişmiştir. Kornea nakli yönteminde özellikle genç hastalarda ameliyattan 10-15 sene sonra problemlere sebep olmaktadır. Dolayısı ile kornea nakline alternatif tedavi yöntemleri için çalışmalar yapılmış ve bu yöntemler (keratokonus ring tedavisi) uygulanmaya başlanmıştır.

Keratokonus ring takılması işlemi genel anestezi gerektirmeyen damla ile yapılan bir operasyon olmakla birlikte, özellikle ringlerin seçimi hassasiyet ister. Ringler hastaya uygun seçilmez ise operasyon sonrası hastanın görmesi artmaz. Bu nedenle bu operasyonun deneyimli ve işinde uzman bir göz doktoru tarafından yapılması önemlidir.

Lens kullanmak keratokonus hastalığına neden olur mu?

Kontakt lens kullanmak keratokonus hastalığı riskini arttırmaz. Lakin lens kullananlarda keratokonus hastalığı daha sık görülebilir. Çünkü lens kullananlarda keratokonus zaten vardır ve gözlüğünden de memnun değildir ve bu nedenle lens takılmıştır. Sık sık gözlük numarası değişen bireylerde keratokonus olma ihtimali daha yüksektir.

Sert ve gaz geçirgen kontakt lensler bazen korneanın üzerinde sanki keratokonus varmış gibi bir görüntüye neden olabilirler. Fakat bu görüntü geçicidir. Bu tip şüphe uyandıran durumlarda hastadan kontakt lensi çıkararak 2-3 hafta sonra hasta tekrar muayene edildiğinde bu durumun korneadaki lensin yaptığı bir durum olduğu anlaşılabilir.

Yani lens takma ile keratokonus birbiri ile ilişkili değildir. Fakat kontakt lens gözlerde alerji yapmış ve bu alerji nedeni ile hasta gözlerini ovmuş ve kaşımış ise böyle bir durum az bir ihtimal olarak keratokonus ve lens ile ilişkili gibi değerlendirilebilir. Ancak bu durumun asıl nedeni alerjidir.

Göz ameliyatları keratokonusa neden olur mu?

Göz ameliyatları dikkatli yapıldığı sürece keratokonusa yol açmaz. Fakat lasık veya lasek denilen ve miyopi tedavisinde uygulanan lazer tedavisinde korneanın kalınlığı inceltilir ve bu işlemin belli bir sınırı vardır.

Eğer tedavi sırasında bu sınırlar aşılmaz ve kornea yeterli kalınlıkta bırakılır ise lasık veya lasek tedavisi sonrası ektazi ya da keratokonus hastalığı gelişme riski yok denilecek kadar azdır. Burada önemli olan, lasık veya lasek tedavisi öncesinde yapılacak olan muayene ve değerlendirmenin önem taşımasıdır.

Çocuklarda keratokonus olduğu nasıl anlaşılır?

Keratokonus çocukluk yaşlarında ve ergenlik dönemlerinde başlayabilir. Çocukluk ve ergenlik döneminde başlayan keratokonus sorunu genellikle ilerleyicidir. Fakat numaraların ilerlemesi beklenenin üzerinde seyrediyor ise, iki gözün arasındaki numara farkı çok yüksek ise, gözün birinde 1 derece astigmat var iken, diğer gözde 5 derece astigmat var ise, bu gibi bir durumda muayene sırasında çocukta göz tembelliği olabileceği düşünülerek keratokonus teşhisi atlanmakta dır.

Bu nedenle, bu gibi durumlarda çocukta keratokonusun doğru teşhisi oldukça önemlidir. Çocuklarda ve ergenlerde keratokonus tanısı ne kadar erken konulur ise o kadar tedavide başarı elde edilir. Çocuklar bu durumu genellikle fark edemezler.

Bu yüzden ailenin duyarlı olması gereklidir. Çocuklarına göz tembelliği teşhisi konulan aileler bu konuda daha ileri tetkikler istemeli ve daha dikkatli olmalıdırlar. Çocuklar çok fazla gözlerini kaşıyorlar ise keratokonus göz önünde bulundurulmalıdır. Keratokonus erken teşhis ve tedavi edildiğinde 30-35'li yaşlara kadar hastalığın ilerlemesini durdurmak mümkün olabilir.