Genel olarak kişilerin iç dünyalarını, başlarından geçen maceraları, toplumsal bir olay veya olguyu, insanlar arasındaki ilişkileri ve farklı yaşamları okuyucuya aktarmayı amaçlayan düzyazı şeklinde yazılmış kitaplara roman denilmektedir.
Roman terimi ilk olarak Roma İmparatorluğu döneminde yaşayan halkın konuştuğu düzgün olmayan Latinceye verilmiş olan addır. Daha sonraları halkın konuştuğu roman diliyle yazılmış olan halk öykülerine ve destanlara roman denilmeye başlanmıştır. Devam eden yıllarda ise roman bugün kullandığımız anlamda kullanılmaya başlamış ve edebiyatın içinde yer bulmuştur.
Detaylı anlatıma dayalı olan, olayları zaman, yer ve kişiler bütünlüğü içerisinde uyum içerisinde anlatan edebiyat türlerinden biridir. Okuyucu meraklandırıp okumasını sağlayacak öğeler barındıran roman içerisinde sosyal yaşamın içerisindeki kişilerin başlarından geçen olayları zaman ve yer kavramı içerinde birbirleriyle bağlantılı ana bir düşünce etrafında ilerleyerek devam eden olaylar zincirinin yansımasıdır.
Roman kimi zaman gerçek bir olaydan yola çıkarak ilerlerken kimi zaman da hayal dünyasının bir ürünü olarak ortaya çıkmaktadır. Yazar romanda kişilere can verirken çok farklı noktalar gidip gerçek hayatla hiç örtüşmeyen karakterler yaratabilir. Bu durum yazarın tamamen hayal gücüne ve anlatmak istediği hikâyeye göre değişmektedir. Bazen de öyle içimizden birini hatta kendimizi öyle bir anlatır ki adeta o romanın sayfalar arasında yaşamaya orada can bulmaya başlarız. Burada yazarın içinde bulunduğu toplum, hayata her anlamda bakışı romanı belirleyen en büyük unsurdur.
Romanlar kişilerin birbirlerine yazmış olduğu mektuplar, üçüncü kişinin anlatımı ve romanda konusu geçen biri ya da birilerinin anlatmasıyla olmak üzere üç değişik şekilde yazılmaktadır.
Konularına Göre Romanlar: Yazılmış olduğu konuya göre adlandırılan roman türüdür. Tahlil romanı, sosyal roman, tarihî roman, serüven romanı, egzotik roman, belgesel roman, didaktik roman, duygusal roman, aşk romanı, oluşum romanı, köy romanı, lirik roman, pastoral roman, otobiyografik roman, bilimkurgu romanı, olarak adlandırılmaktadır.
Sosyal roman: Toplumsal meselelerin ifade edilip anlatıldığı romanlardır. Bu tipte romanlarda sınıflar arası çatışmalar, ekonomik sorunlar, siyasi değişiklikler, esaret, göç gibi toplumsal hayatla direk ilişkili konuları anlatan roman türüdür.
Serüven romanı: Günlük hayatımızda görülmesi oldukça zor hatta bazen imkânsız olayların gizemli bir anlatımla ele alan roman türüdür. Bu tür romanlarda olay oldukça büyük bir önem taşır. Sürekli bir hareketlilik söz konusudur. Ve yazarın tüm amacı romanı okuyan kişi ve kişilerin güzel vakit geçirmeleri amaçlanmaktadır.
Akımlarına Göre Romanlar: Adından da anlayacağınız gibi edebiyat akımlarına göre belirlenen romanlardır. Örnek verecek olursak realist, toplumcu, natüralist, estetik olarak adlandırılabilir.
Çözümleme (psikolojik) romanı: İnsanların psikolojik ve ruhsal durumlarını, yaşadıkları olaylar karşısındaki tepkilerini ve davranış şekillerini işleyen roman türüdür.
Tarihî roman: Konularını geçmişte yaşanmış önemli olaylardan ve kişilerden alan ve tarihi bir gerçekliği hayal gücüne dayandırarak anlatan roman türüdür.
Roman terimi ilk olarak Roma İmparatorluğu döneminde yaşayan halkın konuştuğu düzgün olmayan Latinceye verilmiş olan addır. Daha sonraları halkın konuştuğu roman diliyle yazılmış olan halk öykülerine ve destanlara roman denilmeye başlanmıştır. Devam eden yıllarda ise roman bugün kullandığımız anlamda kullanılmaya başlamış ve edebiyatın içinde yer bulmuştur.
Detaylı anlatıma dayalı olan, olayları zaman, yer ve kişiler bütünlüğü içerisinde uyum içerisinde anlatan edebiyat türlerinden biridir. Okuyucu meraklandırıp okumasını sağlayacak öğeler barındıran roman içerisinde sosyal yaşamın içerisindeki kişilerin başlarından geçen olayları zaman ve yer kavramı içerinde birbirleriyle bağlantılı ana bir düşünce etrafında ilerleyerek devam eden olaylar zincirinin yansımasıdır.
Roman kimi zaman gerçek bir olaydan yola çıkarak ilerlerken kimi zaman da hayal dünyasının bir ürünü olarak ortaya çıkmaktadır. Yazar romanda kişilere can verirken çok farklı noktalar gidip gerçek hayatla hiç örtüşmeyen karakterler yaratabilir. Bu durum yazarın tamamen hayal gücüne ve anlatmak istediği hikâyeye göre değişmektedir. Bazen de öyle içimizden birini hatta kendimizi öyle bir anlatır ki adeta o romanın sayfalar arasında yaşamaya orada can bulmaya başlarız. Burada yazarın içinde bulunduğu toplum, hayata her anlamda bakışı romanı belirleyen en büyük unsurdur.
Romanlar kişilerin birbirlerine yazmış olduğu mektuplar, üçüncü kişinin anlatımı ve romanda konusu geçen biri ya da birilerinin anlatmasıyla olmak üzere üç değişik şekilde yazılmaktadır.
Gelelim roman türlerine,
Romanlar konularına ve bağlı oldukları edebî akımlara göre sınıflandırılmaktadır. Sosyal roman: Toplumsal meselelerin ifade edilip anlatıldığı romanlardır. Bu tipte romanlarda sınıflar arası çatışmalar, ekonomik sorunlar, siyasi değişiklikler, esaret, göç gibi toplumsal hayatla direk ilişkili konuları anlatan roman türüdür.
Serüven romanı: Günlük hayatımızda görülmesi oldukça zor hatta bazen imkânsız olayların gizemli bir anlatımla ele alan roman türüdür. Bu tür romanlarda olay oldukça büyük bir önem taşır. Sürekli bir hareketlilik söz konusudur. Ve yazarın tüm amacı romanı okuyan kişi ve kişilerin güzel vakit geçirmeleri amaçlanmaktadır.
Akımlarına Göre Romanlar: Adından da anlayacağınız gibi edebiyat akımlarına göre belirlenen romanlardır. Örnek verecek olursak realist, toplumcu, natüralist, estetik olarak adlandırılabilir.
Çözümleme (psikolojik) romanı: İnsanların psikolojik ve ruhsal durumlarını, yaşadıkları olaylar karşısındaki tepkilerini ve davranış şekillerini işleyen roman türüdür.
Tarihî roman: Konularını geçmişte yaşanmış önemli olaylardan ve kişilerden alan ve tarihi bir gerçekliği hayal gücüne dayandırarak anlatan roman türüdür.