LUDWİG VAN BEETHOVEN, 1770 yılında Almanya’nın Boon kentinde dünyaya gelmiştir. Sekiz çocuklu ailenin engelli olmayan tek çocuğudur. Babası da müzisyen olan Beethoven müzik anlamındaki ilk eğitimini babasından almıştır.
Küçük yaşlardan itibaren müziğe olan kabiliyeti ortaya çıkan ünlü sanatçı henüz dört yaşındayken piyano çalmaya başlamıştır. Sekiz yaşına geldiğinde konser vermeye başlayan Beethoven o dönemde aynı zamanda saray müzisyeni öğretmeni olan Johann Gottlieb’den piyano ve klavsen dersleri almıştır.
Beethoven 13 yaşına geldiğinde müzik konusunda yeteneğini iyice göstererek Bonn’da bulunan seçici prenslik orkestrasına dahil olmuştur.
Beethoven on yedi yaşına geldiğinde daha iyi bir eğitim almak için klasik müziğin dev ismi Mozart’ dan eğitim almak için Viyana’ya gitmiştir. Fakat bir süre sonra annesinin rahatsızlığı nedeniyle geri dönmek zorunda kalmıştır.
1789 yılında yeniden eğitimine dönen sanatçı üniversiteye kayıt olmuş ve daha önce annesinin rahatsızlığı sebebiyle yaralanamadığı “Seçici Prenslik “bursuna tekrardan kazanıp Viyana’ya gitmiştir. Burada aldığı eğitimle önünde yeni bir yol çizen LUDWİG VAN BEETHOVEN, bu sayede Viyana’ya yerleşip kendi eserlerini yayınlamaya başlamıştır.
Yapıtlarıyla adından hızla söz ettiren sanatçı henüz daha yirmi altı yaşındayken duyma ve konuşma bozukluğu yaşamış. Hatta bir süre sonrada tamamen yazarak iletişime geçebilmiştir. Hastalığının ilk dönemlerinde büyük bir depresyona giren hatta intihar girişiminde bile bulunan sanatçı bir süre sonra müzik tutkusu sayesinde bu depresyondan çıkmıştır.
Klasik müziğin dehası kabul edilen sanatçı bugün neredeyse herkesin bildiği hatta Avrupa birliğinin milli marşı olan Schiller’in Neşeye Övgü şiiri üzerine bestelediği eseri 9. Senfoni eserini bu dönemde bestelemiştir. Sanatçı bu eseri duyamamış sadece kendi içinde hissetmiş olsa da bugün bile hatta eminim ki yıllar sonra bile eseri duyup etkilenmeyecek kişi bir elin on parmağını geçmeyecektir. Bu eserinin ardından piyano ve keman konçertoları ile de iyice devleşen sanatçı modern müziğin öncüsü olmuştur. Beethoven bestelediği eserlerle müzik kurallarının çok dışına çıkmış bu sayede de birçok müzisyene öncülük etmiştir.
Romantik müzikle modern müziğin birlikte çalınması da yine sanatçının en gözde dönemlerinde ortaya çıkmıştır. Klasik müzik denildiğinde ilk akla gelen isimlerden biri olan sanatçı ne yazık ki henüz elli altı yaşındayken siroz hastalığı yüzünden hayata veda etmiştir.
Yaşamı boyunca oldukça zorlu süreçlerden geçen sanatçı hayranı olduğu Mozart’ın çalışma teknikleri daha da geliştirerek kendine özgü bestelediği birçok eseri günümüze miras bırakmıştır.
Eserleri
Tabi ki hepsine değinemesek de bilinen on eserini sizinle paylaşacağım. Bunlar,
1. 5.senfoni: “Sol sol sol mi” diye başlayan o müthiş eserdir.
2. 9.senfoni.
3. Ay ışığı sonatı.
4. Fur elise: Okuldaki zil sesi hatta birçok kişinin ilk zil sesi olan parça.
5. 3. Senfoni-Eroica: Özgürlüğü ve özgürlük mücadelesini anlatan bir destan.
6. 7.senfoni.
7. Kreutzer Sonat’ı.
8. Grosse Füg.
9. Missa Solemnis: “Bize barış ver” kısmıysa asırlardır Dünya Barış Örgütünün ana sloganı haline gelen parçadır.
Küçük yaşlardan itibaren müziğe olan kabiliyeti ortaya çıkan ünlü sanatçı henüz dört yaşındayken piyano çalmaya başlamıştır. Sekiz yaşına geldiğinde konser vermeye başlayan Beethoven o dönemde aynı zamanda saray müzisyeni öğretmeni olan Johann Gottlieb’den piyano ve klavsen dersleri almıştır.
Beethoven 13 yaşına geldiğinde müzik konusunda yeteneğini iyice göstererek Bonn’da bulunan seçici prenslik orkestrasına dahil olmuştur.
Beethoven on yedi yaşına geldiğinde daha iyi bir eğitim almak için klasik müziğin dev ismi Mozart’ dan eğitim almak için Viyana’ya gitmiştir. Fakat bir süre sonra annesinin rahatsızlığı nedeniyle geri dönmek zorunda kalmıştır.
1789 yılında yeniden eğitimine dönen sanatçı üniversiteye kayıt olmuş ve daha önce annesinin rahatsızlığı sebebiyle yaralanamadığı “Seçici Prenslik “bursuna tekrardan kazanıp Viyana’ya gitmiştir. Burada aldığı eğitimle önünde yeni bir yol çizen LUDWİG VAN BEETHOVEN, bu sayede Viyana’ya yerleşip kendi eserlerini yayınlamaya başlamıştır.
Yapıtlarıyla adından hızla söz ettiren sanatçı henüz daha yirmi altı yaşındayken duyma ve konuşma bozukluğu yaşamış. Hatta bir süre sonrada tamamen yazarak iletişime geçebilmiştir. Hastalığının ilk dönemlerinde büyük bir depresyona giren hatta intihar girişiminde bile bulunan sanatçı bir süre sonra müzik tutkusu sayesinde bu depresyondan çıkmıştır.
Romantik müzikle modern müziğin birlikte çalınması da yine sanatçının en gözde dönemlerinde ortaya çıkmıştır. Klasik müzik denildiğinde ilk akla gelen isimlerden biri olan sanatçı ne yazık ki henüz elli altı yaşındayken siroz hastalığı yüzünden hayata veda etmiştir.
Yaşamı boyunca oldukça zorlu süreçlerden geçen sanatçı hayranı olduğu Mozart’ın çalışma teknikleri daha da geliştirerek kendine özgü bestelediği birçok eseri günümüze miras bırakmıştır.
Eserleri
Tabi ki hepsine değinemesek de bilinen on eserini sizinle paylaşacağım. Bunlar,
1. 5.senfoni: “Sol sol sol mi” diye başlayan o müthiş eserdir.
2. 9.senfoni.
3. Ay ışığı sonatı.
4. Fur elise: Okuldaki zil sesi hatta birçok kişinin ilk zil sesi olan parça.
5. 3. Senfoni-Eroica: Özgürlüğü ve özgürlük mücadelesini anlatan bir destan.
6. 7.senfoni.
7. Kreutzer Sonat’ı.
8. Grosse Füg.
9. Missa Solemnis: “Bize barış ver” kısmıysa asırlardır Dünya Barış Örgütünün ana sloganı haline gelen parçadır.