Mobilya seçimi ruh halimizi etkiliyor

Bu yıl 13'üncüsü düzenlenen İstanbul Mobilya Fuarı'nda (İSMOB) mobilyanın fiziksel ve ruhsal sağlığa etkileri paneliyle masaya yatırıldı. Panelde mobilyanın insan sağlığına etkileri her yönüyle değerlendirilirdi. Uzmanlar evde sivri mobilyanın insan beynini rahatsız edebileceğini ofiste ise aksine ciddiyeti temsil ettiği için bu tarz mobilyaların tercih edilmesini önerdi

Türkiye'de kendi fuar merkezine sahip tek özel fuarcılık kuruluşu olan TÜYAP'ın, Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) işbirliğiyle düzenlediği İstanbul Mobilya Fuarı (İSMOB) özel etkinliklerle devam ediyor. Sektör profesyonelleri, uzmanlar ve tüketicilerin katıldığı “Mobilya'nın Fiziksel ve Ruhsal Sağlığa Etkileri” panelinin moderatörlüğünü TÜYAP Pazarlama Yöneticisi Burak Gürses gerçekleştirirken, Uzm. Klinik Psikolog Melis Çekiç Güllüoğlu, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Hülya Yonucu ve New Joy Yönetim Kurulu Başkanı Birol Öner konuşmacı olarak katıldı.

“SİVRİ OBJELERİ TEHDİT OLARAK ALGILIYORUZ”
Mobilya seçiminin ruh halimize etkileri konusunda görüşlerini paylaşan Uzm. Klinik Psikolog Melis Çekiç Güllüoğlu, mobilyada tercih edilen şekil ve renklerin hayatımızı pek çok yönden etkilediğini söyledi. Güllüoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Ev ve iş yeri mobilyalarını seçerken kişilik yapımız önemli rol oynar. Herkesin ruh hali birbirinden farklıdır. Dışa dönük biri için küçük pencereli, minimalist döşenmiş ofislerde çalışmak zorken içe dönük biri böyle ofislerde kendini daha rahat hissederek daha üretken olabilir. Dışa dönük bir kişiliğin ise dışardan görülebilen büyük pencereli, büyük eşyalarla döşenmiş geniş ofisler üretkenliğine katkı sağlayacak ve iş verimini arttıracaktır.

Evlerimizde ise salon gibi rahatlamamız gereken yaşam alanlarında sivri objelerden kaçınmalı yuvarlak hatlı ürünlere yönelmeliyiz. Çünkü beyinde bulunan amigdala dokusu sivri objeleri tehdit olarak algılar ve huzursuzluk hisseder. Ofislerimizde sivri hatları kullanmak biraz daha doğru olabilir çünkü keskin hatlar aynı zamanda ciddiyeti de temsil eder ve odaklanmayı kolaylaştırır” dedi.

Çocuk odalarında ise mobilya seçiminin oldukça önemli olduğunu vurgulayan Güllüoğlu, özellikle 0-6 yaşında çocukların öğrendiklerinin kişilikleri üzerinde çok etkisi olduğunu vurguladı. Güllüoğlu, çocuk mobilyaları seçerken dikkat edilmesi gereken noktalar ile ilgili şunları söyledi: “İnsanın ilk yaşam alanı olan çocuk odalarında çocukların özgüvenini geliştirmesi için dikkat edilmesi gereken en önemli nokta çocuğun istediği şeye istediği anda güvenli bir şekilde erişebilmesini sağlamak. Örneğin, elbise dolabındaki askıların çocukların ulaşabileceği yükseklikte olması, ebeveyn yardımı olmaksızın kendi başına girip çıkabileceği yükseklikte bir yatak seçilmesi çocuğun ileriki hayatında bireyselleşmesi için önemli bir adım.

Çocuk odalarını çocukların kullandığını düşünerek onların ilgi alanlarına göre ve onların kullanacağı kolaylıkta ve güvenlikte mobilyalar seçilmeli”

“AÇIK YEŞİL ÇOCUK ODALARINDA YENİLİĞİ TETİKLİYOR”
Renk seçiminin de verimlilik ve sağlığımız açısından önemine değinen Melis Çekiç Güllüoğlu, renklerin düşünme yapısını etkilediğini hatta bebek ve çocukken yaşam alanlarımızda kullanılan renklerin insanın kişiliğine de önemli etkileri olduğunu vurguladı. Güllüoğlu renklerin hayatımıza etkilerini şöyle sıraladı;

Yeşil; canlılık, bolluk ve bereketi temsil eder. Açık yeşil özellikle yaratıcılığı arttırması nedeniyle çocuk odalarında kullanılması öneriliyor.
Mavi; Yatıştırıcı ve odaklayıcı etkisi vardır. Özellikle ergen odalarında kullanılması önemli. İştah kesme etkisi var. İş ortamlarında da bu etkisinden dolayı kullanılıyor.
Siyah; gücü temsil ediyor. Genelde ofis mobilyalarında tercih edilir. Modern evlerde bembeyaz mobilyaların arasında siyah tercih edilerek Zen etkisi yaratmak mümkün.
Sarı, güneş ışığını hatırlatır. Umut verir. Ancak aşırı canlandırıcı etkisi nedeniyle agresif bebeklerde önerilmiyor.
Kırmızı; heyecan, ihtiras, mutluluk verebilir. İçe dönük kişiler genelde kırmızıyı tercih etmezken dışa dönük kişiliğe sahip insanların kırmızıyı daha çok tercih ettiğini söylemek mümkün. Fazlaca maruz kalmak stres yaratabilir.
Mor; hayal gücü ve yaratıcığı ortaya çıkarıyor. Olumsuz etki olarak depresyona sebebiyet verebildiğinden depresif kişilere önerilmiyor.

Güllüoğlu, renklerin etkilerinin çok genel olarak anlatılabileceğini ancak aynı renkler her insanda farklı etkiler yaratabileceğini söyleyerek bunu kişilerin hangi renklerin onlara iyi geldiğini kişilerin kendilerini deneyerek gözlemleyerek öğrenebileceği yorumunda bulunarak sözlerini bitirdi.

“DAHA ÇOK OTURUYORUZ, FİZİKSEL HASTALIKLARDA CİDDİ ARTIŞLAR YAŞANIYOR”
Teknolojinin hayatımıza girmesi ile toplumda oturma saatlerinin arttığını bunun da fiziksel rahatsızlıklarda artış olarak geri dönüş yaptığını belirten Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Hülya Yonucu “Oturma saatlerinin artması ile birlikte sinir sıkışması, tenisçi dirseği, bel ağrıları, boyun ağrıları, boyun fıtığı gibi hastalıklarla daha fazla karşılaşır olduk. Gençler arasında fıtıkla ilgili şikayetlerin ve ameliyatların arttığını görüyoruz. Bu hastalıklardan kaçınabilmemiz için hem mobilya tercihlerimize dikkat etmeliyiz hem de hareketsiz yaşam tarzından uzak durmalıyız” dedi.

Kişi sağlığının bozulmaması için uzun süreli oturmalara minik aralar verilmesinin öncelikli dikkat edilmesi gerektiğini belirten Yonucu, otururken dik durmaya özellikle dikkat edilmesi, laptopları göz seviyemizde iken çalışılması ve vücudu rahat ettiren boyun ve bel kıvrımına göre tasarlanmış ürünler tercih edilmesi gerektiğine dikkat çekti.

İnsanların genelde hasta olduktan sonra kendilerine danıştığını belirten Hülya Yonucu, “önlemi hasta olmadan almalıyız.” dedi.