Bir insanın kimyası yani dengesi nasıl bozulur? Yada bozulur mu?
Elbette bozulur. Vücudumuz organlarıyla, dolaşımıyla, beyin fonksiyonuyla ve sinir gibi kompleks sistemleriyle bir bütün olarak çalışır. Eğer bu bütünlüğün bir parçasında aksaklık veya sıkıntı olursa işte o zaman tüm denge kaybolur. Yani insanın kimyası bozulur.
Günlük hayatımızdaki en ufak bir olay bile dengemizin, kimyamızın bozulmasına sebep olabilir. Bu günlerde çoğu insanın yaşamış olduğu sıkıntı da işte böyle ufak bir etki. Peki bu etki nedir? Hemen hemen herkesin bilmiş olduğu, 2014 yılının başında oyun piyasasına damga vuran Flappy Bird oyunu. Yanlış duymadınız. Çok basitçe veya amatörce hazırlanmış ve gün geçtikçe yayılan küçücük bir oyun. Küçücük diye basitede almamak gerek çünkü Flappy Bird denen bu oyunu milyonlarca insan telefonunda, tabletinde ve bilgisayarında oynamakta ve hazırlayan kişiye milyonlarca dolar kazandırmakta.
Oyunun Mantığı Çok Basit! Oyun 8bit grafiklere sahip basit bir oyun ve 5 temel fonksiyon üzerine kurulmuş. Fakat oyunun zorluk seviyesinin yüksek olması ve oyunseverleri yüksek skor yapmaya zorlaması ve bu yüzden oynayanları daha da hırslandırması; tüm bu çılgınlığın etkenleri. İşte sorunda buradan kaynaklanıyor. Bölümleri geçemeyen insanların sinir katsayıları yükseliyor ve ilk başta kafa bükmeye, dudak ısırmaya başlıyor. Başarısızlıklar ard arda geldikçe bu sefer küfürler havada uçuşuyor. Yapamayınca daha da hırslanan kişiler ya klavye yi ya mausu yada monitörü kırıyor. Sinir sistemi altüst olan bu kişilerin diğer organ dengeleride harap olup kimyaları tamamen bozuluyor.
İsterseniz birde siz deneyin bu güzel Flappy Bird Oyunu Oyna mayı. Bakalım sizin kimyanız sağlam mı.
Aslında güzel bir haber daha var. Flappy Bird denen oyunun tedaviside çıktı. Başka bir değişle sinir gidericisi. Peki nasıl olacak bu iş derseniz, azıcık düşünürsek bu yükselen sinir katsayımızı nasıl indirebiliriz, tabiki ya Flappy Bird leri öldürerek ( Squishy Bird oyna ) yada oyun mekanını kırıp parçalayarak ( Flappy Bird Revenge ), aynen oyun oynarken masamızdakileri kırıp parçaladığımız gibi.