BALİNALAR HAKKINDA

Balinalar tipik memeli bir hayvan. Karada yaşayanlardan tek farkları, hayatlarını suda geçirmeleri. Boyları otuz metreye kadar uzanıyor, ağızları vücutlarının üçte biri. Sırları, su ve hava arasında yaşayan bir canlı olmalarında gizli. İnsanı korkutmalarına rağmen gerçekte ürkek bir dev.





                                                              BALİNALAR

Balinalar tipik memeli bir hayvan. Karada yaşayanlardan tek farkları, hayatlarını suda geçirmeleri. Boyları 

otuz metreye kadar uzanıyor, ağızları vücutlarının üçte biri. Sırları, su ve hava arasında yaşayan bir canlı 

olmalarında gizli. İnsanı korkutmalarına rağmen gerçekte ürkek bir dev.

Teknenin sağ yanında yüzen koskocaman bir karaltı, başının iki yanında dikkatlice bakan iki göz. Denizlerin 

en büyük canlısı, arada bir hava almak için suyun üzerine çıkıyor. Yeniden dibe dalmadan önce sırtı 

kamburlaşıyor ve dalarken su yüzüne kuyruğu ile veda ediyor. İri vücudu deniz dibinde kaybolurken, çoğu 

insanın aklına bir yandan Pinokyo ve Geppetto'nun balinanın içinde geçirdikleri günler ya da Kaptan Ahab'ın,

 Moby Dick'i ele geçirmek için günlerce peşinden sürüklenmesi, diğer yandan da bu inanılmaz yaratığın üç 

milyar yıldır nasıl yaşadığı sorusu geliyor.

Balinalar otuz metre uzunluğu ve 100 tonluk ağırlığı ile tüm zamanların en büyük hayvanları, dinozorlardan 

bile büyükler. Balinalar arasında küçüklerine rastlansa da, adlarının heybetinden olsa gerek, hemen hemen 

hepsi insana korku veriyor.






İTİCİ GÜÇ KUYRUK

Balinaların davranışları gen biliminde açıklanamayan karışık bir 

psikolojinin ürünü. Dakikalarca suyun altında kalabilen ya da 

kuyruğunu suyun dışında ama suya paralel olarak tutabilen 

balinaların, çoğu davranışına cevap bulunamıyor.

Beş metre uzunluğunda, bir metre genişliğinde, yarım metre 

yüksekliğindeki kuyruğu kara bir yelken gibi suyun üzerinde duruyor ama yüzmek için hiçbir harekette

 bulunmuyor. Bu arada başı suya dik olarak 12 metre aşağıya uzanıyor, bu hareket ciğerlerindeki oksijen

 bitene kadar sürüyor. Bu belki de bir dinlenme şekli, bilinmiyor. Çünkü bu pozisyonda hayvan olabildiğince 

az enerji harcıyor. Balinalar uyurken çevrelerinde olan bitenle kesinlikle ilgilenmiyorlar. Onlar gibi duyarlı 

hayvanların nasıl olup da tepki göstermedikleri de merak konusu.

Kuyruk, balinaların itici gücü, bütün balina türlerinde kuyruk, iki yana doğru kıvrık bir biçim alıyor. Ağız 

yapılarına göre de ikiye ayrılıyorlar: Dişi olanlar ve balina çubuğu olanlar. Çubuklar, beslenmek sırasında ağza

 aldıkları suyun içindeki yiyeceğin geri çıkmasını önlüyor.

Balinaların derileri de tıpkı diğer balıklar gibi. Derinin altında kalın bir yağ tabakası var. Bazen yarım metreyi 

bulan bu kalın tabaka sayesinde soğuktan korunuyorlar.

Diğer balıklarla aralarında bazı farklar var: Akciğerleri olması, sıcak kanları, yavrularını emzirmeleri gibi. 

Balinalar deniz diplerine dalarken kanlarındaki azot damlacıklarının vereceği zararı önlemek için değişik bir 

fizyolojik adaptasyon geçirmişler.

Balinalar diğer memeliler gibi ağız yoluyla nefes almıyorlar. Su geçirmez burun delikleri başının üst tarafında 

bulunuyor, bu yüzden hava alabilmeleri için su yüzüne çıkmaları gerekiyor. Burun deliklerinin açılması için 

küçük bir hareket yeterli oluyor. Küçücük gözleri ağzının iki köşesinde kulaklarının hemen önünde, deniz 

dibine indiğinde basınca dayanabilmesi için yaratılmış. Balinalar kendi aralarında anlaşabilmek için sonar 

dalgalarını kullanıyorlar.
Balıkları avlamak için değişik bir yöntem geliştirmişler. İlk olarak balık sürüsünün altında hava kabarcıkları 

oluşturuyorlar, kabarcıklar sayesinde balıklar suyun yüzeyine kaçıyor. O sırada yüzeye yaklaşan balina 

tarafından da avlanıyorlar.

Sürülen halinde yaşayan balinaların toplumsal yaşamı da oldukça karmaşık. Erkekler bulundukları yeri belli 

etmek ve dişilere kur yapmak için şarkı söylüyor.




Cins cins balina
Megaptera (Megaptera novaeangliae):

Ağırlığı 45 ton, uzunluğu 16 metre.

Caperea (Caperea marginata):

Uzunluğu 6,5 metre.

Gri Balina (Eschrichtius robustus):

Ağırlığı 40 ton, uzunluğu 14 metre.

Mavi Genç Balina (Balaenoptera musculus):

Ağırlığı 170 ton, uzunluğu 35 metre.

Kuzey ve Avustralya Balinası (Eubalaena glacialis ve australis):

Ağırlığı 80 ton, uzunluğu 17 metre

Küçük Balina (Balaenoptera acutorostrata):

Ağırlığı 9 ton, uzunluğu 10 metre.

Grönland Balinası (Balaena mysticetus):

Ağırlığı 69 ton, uzunluğu 20 metre.

Bryde Balinası (Balaena eden):

Ağırlığı 30 ton, uzunluğu 14,5 metre.

Küt Burunlu Balina (Physeter catodon):

Ağırlığı 50 ton, uzunluğu 20 metre.

Blainville Balinası (Kogia breviceps):

Ağırlığı 272 kilo, uzunluğu 2,7 metre.

Balina ( Balaenoptera physalus):

Ağırlığı 70 ton, uzunluğu 26 metre

Kuzey Denizi Balinası (Balaenoptera borealis):

Ağırlığı 40 ton, uzunluğu 17 metre.

Balinalar eskiden karada yaşıyordu!

Yaşayan en büyük deniz canlısı olarak bilinen balinaların atalarının, milyonlarca yıl önce karada yaşadığı ve 

otla beslendikleri ileri sürüldü. ABD'nin Michigan ve Northeastern Ohio üniversitelerinin ortak araştırmalarına

 göre, balinaların ataları, zamanımızdan 50 milyon yıl önce dönüşüme uğramaya başladılar ve 8 milyon yıl 

içinde de denizlerin en büyük canlısı haline geldiler.
Araştırmada, balinalara ilişkin bulgulara Pakistan'ın kuzeyinde bulunan 2 fosil aracılığıyla ulaşıldığı belirtiliyor.

  Araştırmayı yürüten bilim adamları, balinaların atalarının, ayı türü bir hayvan olabileceğini ve bu canlıların 

kesinlikle otla beslendiğinin tespit edildiğini öne sürüyorlar.

Bu arada, balinaların atalarına ait olduğu öne sürülen fosillerin hala Pakistan'da olduğu ve ABD'ye getirilmeye 


çalışıldığı bildirildi. Araştırmayı yürüten bilim adamlarından Hans Thewissen, “fosiller, gerçekten çok önemli.

 Umarım, biz onları getirene kadar savaş olmaz” diye konuştu.

Araştırmaya dünyanın ünlü balina araştırmacılarının büyük ilgi gösterdiği ve bu konuda yoğun tartışmalar 


yapıldığı da dikkat çekiyor. Bazı bilim adamları ise kara canlıları ile balinalar arasında bağlantı kurmak için

 erken olduğu görüşündeler. 




Taklitçi balinalar
Avustralya'nın doğu kıyısında yaşayan balinaların iki yıldır Hint okyanusundan gelen balinaların seslerini taklit ettikleri anlaşıldı. Sidney Üniversitesi araştırmacılarının bu keşfi Nature dergisinde yayımlandı. Erkek balinaların çıkardıkları seslerin bir tür lehçe olduğu vurgulandı. Bugüne kadar balinaların çıkardıkları seslerin çok ağır bir değişim geçirdiğine inanılıyordu. Ancak Pasifik'te yaşayan balinaları inceleyen bilim adamları sanılanın tersine çok hızlı bir değişimin yaşandığını saptadı.
Japonlar’ın balina eti tutkusu
Uluslararası toplumun eleştirilerine rağmen balina avı devam eden Japonya’da, binlerce ton balina eti tüketiliyor. Japonlar son bir yılda 2500 ton balina etini gövdeye indirdiler. Japonya, 1986 yılında, uluslararası moratoryum çerçevesinde bazı balina türlerinin yakalanması ve stoklanmasını durdurmayı kabul etmişti. Japonya, Uluslararası Balinacılık Komisyonu, balinaların bilimsel araştırmalar için tutulduğunu söylese de çekik gözlüler, dev balinaların kılçıksız etine bayılıyorlar. II. Dünya Savaşı’ndan sonra Japonların en önemli protein kaynağı olan balina etinin fiyatı ise dünya komuoyunda balina tüketimine yönelik protestolar sebebiyle arttı.
Bu balinanın canlısını gören yok


İncelendikten sonra gömülen 6.5 metre uzunluğundaki dişi balinanın, Longman Burunlu diye adlandırılan ve hakkında hemen hemen hiçbir şey bilinmeyen bir türden olduğu belirtildi. İndo-Pasifik Burunlu olarak da tanımlanan bu tür, uzun burnu ve ağzıyla diğer balinalardan ayrılıyor. Avustralya ve Somali kıyılarında aynı türden balinaların iskeletleri ya da ölü yavruları bulundu. Türün yetişkin bir örneğini ilk kez bütün olarak inceleyebilen bilimadamları, canlısını gözleme fırsatını henüz bulmuş değiller.