Uzun uçak yolculukları için beş tavsiye!

Tags

Seyahat sitesi momondo, uzun uçak yolculuklarında daha az yorulmanızı ve gökyüzündeki saatlerinizi daha keyifli geçirmenizi sağlayacak beş özel tavsiye hazırladı

Diyelim ki bu günlerde iş ya da tatil için İstanbul'dan Los Angeles'a uçmanız, başka bir deyişle en az 13 saati gökyüzünde geçirmeniz gerekti. Böyle uzun bir yolculuğu kolayca atlatmak için neler yapabileceğinizi biliyor musunuz? Seyahat sitesi momondo'nun tavsiyeleri, uçak yolculuklarında geçireceğiniz çift haneli saatleri kolaylaştırmayı hedefliyor.

Koltuk seçim taktiklerinden faydalanın

Doğru koltuğu seçmek, seyahat sırasında çekeceğiniz sıkıntıyı minimuma indirecektir. Bu yüzden yola çıkmadan önce mutlaka online check-in yapın. Eğer iki kişi seyahat ediyorsanız, orta koltuğu boş bırakarak pencere ve koridor tarafındaki koltuklara rezervasyon yapmanız akıllıca olabilir. Çünkü uçak tümüyle dolu olmadığı sürece, birinin orta koltuğa rezervasyon yapma ihtimali oldukça düşüktür. Eğer yaptıysa da, muhtemelen koltuğunu koridor ya da pencere kenarındakiyle değiştirmeyi seve seve kabul edecektir. Bunun dışında daha az gürültülü bir koltuk istiyorsanız uçağın ön tarafındaki, daha rahat uyumak için ortalardaki, çevredeki boş koltuklara daha rahat ulaşabilmek içinse çoğunlukla daha az kalabalık olan arka taraftaki koltukları tercih edebilirsiniz.

Kıyafet seçimine önem verin

İnsanların uçağa binerken en şık kıyafetlerini giydiği günler geride kaldı. Bu yüzden diğerlerinin hakkınızda ne düşüneceğini önemsemeyin ve uçuşa en rahat kıyafetlerinizle gidin. Rahatça giyip çıkarabileceğiniz birkaç kat kıyafeti üst üste giyerek kabindeki olası ısı değişikliklerine de önlem alabilirsiniz. Diğer yandan ara ara kıyafet değiştirmek kendinizi dinç hissetmenizi sağlayabileceği için yanınızda yedek kıyafetler götürebilirsiniz. Bu sadece iç çamaşırıyla yeni bir tişört olabileceği gibi uçakta giyebileceğiniz bir pijama takımı bile olabilir.

Yediğinize içtiğinize dikkat edin

Uçuş sırasında kabindeki nem oranı yüzde 20'nin altına düştüğü için vücudunuza su takviyesi yapmak sizi rahatlatacak hatta can sıkıntınızı azaltacaktır. Kafeinli ve alkollü içecekler tüketmek ise susuzluğunuzu artıracaktır. Diğer yandan düşük basınç ve nem oranları, tat alma duyunuzu da olumsuz etkiler. Yani size sunulan yemek ne kadar lezzetli olursa olsun, yüzde 30 oranında daha az tat alırsınız. Havayolu şirketleri bu durumla mücadele edebilmek için yiyeceklerinde tuz ve baharat konusunda oldukça cömert davransa da önünüze çoğunlukla karbonhidrat ve şeker açısından zengin, tatsız yiyecekler çıkar. Çözümse biyolojik sisteminizin uçuş sırasında bile saat gibi çalışmasını sağlayacak meyve, sebze ve hatta kurutulmuş et gibi yiyeceklerden depolamak.

Koltuğa gömülüp kalmayın

Saatlerce koltuğa gömülüp uçak içi eğlence sisteminden film izlemek kulağa çekici gelse de işin aslı farklı. Çünkü yüksek irtifada uzun süre hareketsiz kalmak, sağlığınızı son derece zararlı. Bununla başa çıkmanın en kolay yollarından biriyse ayağa kalkarak dolaşmak. Kabinde yürüyebilir, mutfak bölümüne gidip çömelme egzersizleri yapabilir, ayak parmak uçlarında yükselip inebilirsiniz. Ayrıca varis çorabı giyerek kan akışını hızlandırabilir, ayaklarınızın şişmesini önleyebilirsiniz.

Laptop ve tabletten başka seçenekler de var

Eğer şanslıysanız, kabin içi eğlence sistemlerinde oldukça iyi filmler ve TV programları yakalayabilirsiniz. Film ve TV'den uçağın kendi oyun seçeneklerine geçiş yapmak da monotonluğu kırabilir. Diğer yandan kitap okumak, yetişkinlere özel boyama kitaplarına gömülüp rahatlamak, diğer yolcularla kart oyunları oynamak gibi seçenekleri de gözardı etmemenizde fayda var. Eğer çocuğunuzla birlikte uçuyorsanız, oyun hamuru, boyama kitabı, masal kitabı gibi onu uzun süre oyalayacak şeyleri yanınıza alın. Başka bir tavsiyemiz ise uçağa binmeden önce, havalimanındaki oyuncakçıdan birkaç minik oyuncak alarak hediye paketlerine yerleştirmeniz. Böylece çocuğunuza uslu durduğu her birkaç saatte bir yeni bir oyuncak verebilir, onun uçuş boyu mutlu olmasını sağlayabilirsiniz.