Büyü Nedir ? Büyü Nasıl Yapılır? Büyücülük Büyü Günahmı ? Kimler Büyü Yapar ? Büyü Çeşitleri

Tags

Büyücülüğün kökü çok eskilere dayanmaktadır. Öyle ki, Hazreti İbrahim’in peygamber olarak gönderildiği Babil halkının önceleri ruhlara ve meleklere ibadet eden, daha sonra da yıldızlara, aya, güneşe ve bunlar adına yapılmış putlara tapan kimseler olduğu rivayet edilmektedir. Günümüze kadar gelip ulaşan ve özellikle inancı zayıf kimseler arasında yaygınlaşan yıldız falına inanma ve yıldızların gücüne sığınma da onlardan kalmıştır. Kendisiyle alakalı ayet-i kerimelerde açıkça görüleceği üzere, Hazreti İbrahim, muhataplarını iknâ etmeye çalışırken sık sık ay, güneş ve yıldızlara atıfta bulunmuş; böylece o dönemde öne çıkan ve devrin insanlarınca değer verilen meseleleri de nazara vermiştir. Cinleri yardım için çağırma gücüne sahip olduklarına ve bazı gizli güçleri diledikleri gibi kullanabileceklerine inanan Babilliler, bu yönleriyle Mısır medeniyeti üzerinde de çok büyük izler bırakmışlardır.




Babil’den kalan falcılığı ve sihirbazlığı daha da ileri götüren Mısırlılar çoğu meseleleri büyüyle halletmeye çalışıyor, gözbağcılık yapıyor ve hemen her hususta illüzyona başvuruyorlardı. Eski Mısır, dünyalarını yalan üzerine bina eden gözbağcı sihirbazlarla, onları bu işe sevkeden mütekebbir Firavunların hakimiyetindeydi.



Bazı Yahudiler arasında da sihre itikat pek revaçta idi. Cin ve peri çağırmak, kötü ruhları esir almak, gizli güçleri kullanarak harikalar meydana getirmek, büyü ve efsun yapmak gibi şeyler Yahudiler arasında da mevcuttu. Fakat, bunların kaynağı İsrailoğulları ve Tevrat değildi. Onların batıl inançları da, tılsımlarla güç kazanmaya ve büyüden kuvvet almaya bağlı bir akım olan Kabalizm’in menşei gibi, Eski Mısır’ın putperest anlayışına ve Firavunların sihirbazlarına dayanıyor, hatta Babil’e kadar uzanan bir çizgi takip ediyordu.






Druidler



Çinliler de büyüyle yakından ilgileniyorlardı. Haddizatında, eskiden iyi–kötü bütün ilimler, hep uzak doğudan geliyordu. Bundan dolayıdır ki, Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) “İlim Çin’de bile olsa gidip alın!” sözünü sadece ilim iştiyakına ve araştırma aşkına bağlamak doğru değildir. Allah Rasûlü daha uzak bir yeri de işaret edebilirdi; fakat, Çin’i nazara vermişti. Demek ki, belli bir dönemde eski dünya itibarıyla Çin’de ilim çok gelişmişti. İlmin gelişmesinin yanısıra efsanevî şeylere olan ilgi de artmış; sihir de yaygınlaşmıştı.



Dinler tarihine göre, tenasüh eski Mısır halkının “Hermes”ine dayanmaktadır ve Pisagor (Pythagoras) vasıtasıyla kadîm Yunan’a götürülmüştür. Pisagor, ruha dair bazı düşünceleri Mısır’dan İyonya’ya taşırken, görünmez kuvvetlere hükmetme düşüncesini de taşımış, zamanla Yunan-Roma medeniyetinde de, Şark’ta olduğu gibi, büyücülük ve falcılık rağbet bulmuştu.



Hârut ve Mârut



Rasûl-ü Ekrem Efendimiz’in muasırı olan Yahudiler arasında da büyü çok yaygın idi. Onlar Hazreti Süleyman’ın –hâşâ– büyük bir sihirbaz olduğunu, hükümdarlığı sihir ile elde ettiğini, ins ü cinne de yine büyü ile hükmettiğini söylüyor; aynı yolla hem çok güçlü hâle gelebileceklerini hem de başka kavimlerin içine korku salacaklarını düşünüyorlardı. Kur’an-ı Kerim, Hazreti Süleyman’ın bir peygamber olduğunu bildirince, onlar –hâşâ– “Muhammed Süleyman’ı peygamber sanıyor, halbuki o bir büyücüdür” demişlerdi. Cenâb-ı Hak, Bakara sure-i celîlesinin 102. ayet-i kerimesiyle onların bu iddialarına cevap vermiş ve şöyle buyurmuştu:



“Tuttular Süleyman’ın hükümranlığı hakkında şeytanların uydurdukları sözlere tâbi oldular. Halbuki Süleyman küfre girmemişti. Fakat asıl o şeytanlar küfre girdiler. Halka sihri ve Babilde Hârut ve Mârut adlı iki meleğe indirilen şeyleri öğretiyorlardı. Oysa o ikisi: “Biz sırf imtihan için gönderildik, sakın kâfir olmayasınız!” demedikçe hiç kimseye (sihir yapmaya vesile olabilecek) bir şey öğretmezlerdi. İşte bunlardan koca ile karısının arasını açacak şeyler öğreniyorlardı. Allah’ın izni olmadıkça onlar bununla hiç kimseye zarar veremezlerdi. Fakat, onlar kendilerine zarar getirip fayda vermeyen şeyler öğreniyorlardı. Doğrusu, büyüye müşteri olan kimsenin âhiretten nasibi olmadığını da pek iyi biliyorlardı. Karşılığında kendi varlıklarını sattıkları şey ne kötü! Keşke bunu anlasalardı!” (Bakara, 2/102).



Bu ayet, Hârut ve Mârut kıssasının özünü ve içyüzünü de açıklamaktadır. Bazı müfessirler, onların birer melek değil sembol ve mecâzî ifade olduğunu söyleseler de, genel kanaate göre, Hârut ve Mârut, Süleyman Aleyhisselam döneminde Babil’de insan şeklinde ortaya çıkan, kötülük için kullanmamaları şartıyla insanlara sihir ilmini öğreten ve insanlar için imtihan vesilesi olan iki melektir. Bu ilmi kötülük ve küfür yolunda kullanan fâsıkların aksine, Hârut ve Mârut, “Biz imtihan vesilesiyiz; biz hem kaybettiririz, hem de kazandırırız; bu öğreteceğimiz şeyler fitneye müsaittir ve kötüye kullanılması da küfürdür; aklınızı başınıza alın ve bu imtihanı kaybetmeyin.” demedikçe hiç kimseye hiçbir şey öğretmiyor ve muhataplarını suistimale karşı uyarıyorlardı. Haddizatında, Merhum Hamdi Yazır’ın da dediği gibi, bu iki meleğin öğrettiği bilgiler bizatihi sihir değildi, ancak o bilgiler sihir yapmaya ve suistimal neticesinde küfre düşmeye de açıktı. Nitekim, söz konusu ayette “o iki meleğe indirilen şey” hakkında açıkça sihir tabiri kullanılmamış, o “şey” sihre atfedilmiştir.



(Detaylı anlatımı için tıklayınız)



Binlerce yıl önce, Babil, Mısır ve Asur’daki erkek ya da kadın tüm büyücüler, geleceği görmelerine yardım eden insanüstü güçlere sahip olduklarını öne sürerlerdi. Gökyüzündeki yıldızları, kuşların uçuşlarını inceleyerek, el falına bakıp avuçtaki, yüzdeki, vücuttaki çeşitli benlerden anlam çıkarmaya çalışarak geleceği saptamaya çalışırlardı. Ayak izlerinden, kişilerin kullandıkları eşyalardan kalem ya da boya ile çizilmiş resimlerden, tütsülerden, kokulu otlardan yararlandıklarını söylerlerdi. Ayrıca çeşitli ilaçlar, zehirler, mutluluk, mutsuzluk ve aşk iksirleri satarlardı. Krallar, hükümdarlar bile zamanın büyücülerine önem verirler, onların düşüncesini almadan hiçbir işe girişmek istemezlerdi. Hatta savaşa girmeden önce, özel kahin-büyücülerine danışıp aldıkları yorumlara göre hareket ederlerdi.



Bu tür kahin-büyücüler, sihirbazlık ve falcılık da yaparlardı. Uzak yerlerdeki herhangi bir kişinin ne yaptığını, nerede olduğunu ve hatta ne yapmak istediğini bile söyleyebileceklerini öne sürerlerdi.



Eski İbraniler de büyücülüğe inanırlardı. Tevrat’taki, “Büyücüleri aranızda yaşatmayın!” sözleri, Avrupa ve Amerika’da korkunç bir büyücü avının başlamasına neden olarak binlerce kişinin öldürülmesine yol açmıştı.



Eski Yunan büyücüleri, ay ve ölüm tanrıçası olarak tanıdıkları HECATE ‘nin kendilerine kuvvet verdiğini sanırlardı. Bu büyücüler, güya büyük bir sihirbazlık hüneriyle hortlakları ayaklarına çağırırlar; insanları deli ederler; çeşitli otlardan tehlikeli zehirler yapar ve ölü eti yerlerdi. Bu gibi, tehlikeli büyücüler, Yunanistan’ın en çok “Tesalya” bölgesinde bulunurdu.



Yunanlıların kötü büyücüleri olduğu gibi iyi büyücüleri de vardı. Bunlar tarlalardaki ürünlere bereket getirirler, savaşlarda düşmanı yenik düşürürlerdi. Bazıları, gemicilere “Rüzgar Torbaları” satarlardı! Denizlerde ansızın rüzgar kesildiği zaman yelkenli gemilerin hareket etmelerine olanak olmadığından, en iyi çare, büyücülerin kuvvetine inanmaktı!



Rüzgar satan büyücüler, insan üstü bir güçle topladıklarını söyledikleri rüzgarları, kumaş torbalar içine üçer gemici düğümüyle bağlayarak gemicilere satarlardı. Düğümleri çözer çözmez rüzgarlar dışarı fırlar, gemilerin yelkenlerini şişirirdi! Düğümleri çözünce, rüzgar dışarı fırlamazsa ne olurdu? O zaman, ya o rüzgar torbası kötü duaya uğramıştı ya da sahte bir büyücü onları aldatmış demekti!



Eski Romalılar da iyi olsun, kötü olsun, tüm büyücülerden korkarlardı. Bazı Romalı hükümdarlar ülkedeki tüm büyücüleri sınır dışı etmişlerdi. Zaman zaman, büyücülük yaptığı sanılan kuşkulu kimseler, uçurumlardan aşağı atılarak öldürülüyorlardı. Avrupa’nın ilk büyücü avı, M.S. dördüncü yüzyılda Roma kentinde başlamıştı. İmparator Valens , büyücülükle uğraşan herkesi en ağır şekilde cezalandırmaktan çekinmiyordu. Hatta, hastaları iyi etmek için çeşitli otlar kaynatarak ilaç yapmaya çalışanları bile ortadan kaldırıyordu. Midesindeki ağrıyı durdurmak için, kendi kendine sihirli kelimeler mırıldanan bir çocuk ölümle cezalandırıldı.



Zamanın din adamları, büyücülere, şeytan tarafından yönetilen kötü ruhlar gözüyle bakıyorlardı. “Büyücü” kelimesi yeni bir anlam kazanmıştı artık. Bu anlama göre büyücüler, doğrudan doğruya şeytanın kendisinden ya da putperestlerin tanrılarından insanüstü kuvvetler alan kimselerdi.



İlk önceleri, büyücülükle suçlanan kimseler çoğunlukla ağır cezalara çarptırılmak yerine, bu işlerden el çekmeye ya da günah işledikleri için oruç tutmaya çağırıldılar. Bazen de, para cezalarına çarptırılırlar ya da bir süre tutuklanırlardı.



Geniş anlamda ilk büyücü avı, on üçüncü yüzyılda Roma Katolik Kilisesi tarafından bir soruşturma(Engizisyon) ile başlatıldı. Bu soruşturmanın amacı, “Dinsizleri” araştırıp bularak cezalandırmaktı. Bu dinsizler, kilisenin öğretilerine inanmayan kişilerdi. Büyücülere şeytanın uşakları dendiği için, onlar herzaman Tanrı’nın da düşmanıydılar. Bu yüzden dinsiz sayılıyorlardı. Soruşturma yönetimi bu kimselere işkenceler yaptırıyor, gerekirse bunları yakarak ortadan kaldırıyordu.





On dördüncü yüzyılda “Kara Ölüm” denilen bir hastalık salgını, Avrupa’da yaşayan insanların üçte birini yok etti. Büyücüler, bu salgın sırasında içme suyu kuyularını zehirlemek ve şeytanla birlik olarak hastalığı çevreye yaymakla suçlandılar.



On dördüncü ve on beşinci yüzyıllarda, kötü büyücülerin sayısı gittikçe yükseldi. Hatta o kadar yükseldi ki, tüm Avrupa ülkeleri sanki onlar tarafından yönetiliyordu.





Kristof Kolomb, Amerika’yı bulduğu sıralarda, büyücüler arasında kitlesel tutuklanmalar ve cezalandırmalar sık sık görülür bir duruma geldi. Bu arada yüzlerce yıl boyunca, binlerce suçsuz insan asılarak ya da yakılarak öldürüldü.











Örneğin bir sabun büyüsü kara büyüdür. Kaşık büyüsünde fakat eşleri birbirinden ayırmaktır. Kaşık büyüsü yapılmış olan çiftler bir süre sonrasında büyük mesele yaşamaya başlarlar ve kısa bir süre hemen sonra bu tartışmalar ayrılığa kadar gider.



Büyü Nasıl Yapılır?



Bundan dolayı kaşık büyüsü güçlü bir ayırma büyüsüdür. Ek olarak bir insanoğlunun ölümüne kadar neticelere varılan ölüm büyüleri bile vardır. Bu büyüler son derece tehlikeli büyü türleridir. Birçok kötü niyetli büyücüler kara büyüleri etken olarak yapıyorlar, bize düşen görev ise bu kötü büyüleri bozmak ve etkisiz hale getirmek.



Çok eski zamanlardan beri yapılan çok sayıda büyü çeşitleri de halen büyük bir sıklıkla yapılmaya devam etmektedir.



Her şeyden önce kara büyü yapmak için bazı araç ve gereçlere ihtiyaç duyulduğu gibi bu büyüyü hazırlamak için hiçbir araca ve gerece ihtiyaç duyulmaksızın da yapılabilir. Bu tılsımı hazırlayan hoca öncelikle yüksek gizli saklı saklı ilimler bilgisine sahipse ya da kendi cinleri olan bir hocaysa gayet tabi ki bu büyüyü hazırlarken hiç bir malzemeye ihtiyaç duymadan sadece yazılı olarak hazırlayabilir.



Genel anlamda büyük bir emek ve vakit gerektiren bir işlemdir. Aslında görüldüğü şeklinde ya da düşünüldüğü şeklinde bayağı bir uygulama değildir. Çünkü kara büyüyü hazırlayan hoca özellikle haftanın belli geceler kalkarak ya da hiç uyumayarak o gün için yapılması gereken detayları yapmak zorundadır.



Büyü Nasıl Yapılır? 1



Örneğin salı gecesi yapılması gereksinim duyulan işlerle cuma gecesi farklı süre dilimlerinde yapılması gereksinim duyulan işlemler birbirinden değişiktir. İşte bu nedenle büyük dikkat ve emek gerektiren bir süreçtir bu sihrin hazırlanmasındaki süreçtir.



Aşk büyüleri genel olarak yapılışları farklı ama gayeleri aynı olan bir uygulama şeklidir. Aslen aşk büyülerinin yapılışları bu büyü hazırlanırken kullanılan malzemelere göre farklılıklar gösterir. Maksimum kullanılan aşk büyüsü şekli aslında bir nevi de bağlama büyüsü olarak da bilinmektedir.



Çeşitli bitkilerin bir araya getirilerek ve birleşimi sağlanarak çok güçlü bir kara büyü elde etmek mümkündür. Veya çeşitli hayvan parçalarını toplayarak ve bunları birlikte kullanarak gene çok etkili neticeler alınabilir. Elbet bu yalnız bu karışımları bir araya getirmekten ibaret değildir çünkü bu malzemeler bir tek bir araç işlevi görür aslolan önemli olan hazırlayan hocanın bilimsel bilgisidir. Bu bilgilerle birlikte hazırlanan tüm kara büyü çeşitleri çok şiddetli tesir gösterecektir.



Büyü Nasıl Yapılır? 2



Kara büyülerin insanlar üzerinde birçok doğrudan tesiri olmaktadır, bunlardan bazıları, kısa süre içinde hastalanıp yatağa düşmek, kısa süre içinde işini kaybetmek, evlilik içi çok ciddi problemler yaşamak, hayata karşı tutunamamak, kuvvetsiz hissetmek, kendisini sadece sezmek, geceleri ciddi kâbuslar görerek uykudan uyanmak başlıca kara büyünün etkilerindendir.



Nasıl başınız ya da vücudunuzda bir yeriniz ağrıdığı süre hastaneye gidip bir doktora görünme ihtiyacı duyuyorsanız, haiz olduğunuz birlikteliğin bozulması halinde de bir hocadan yardım almak sizler için en doğru seçenek olacaktır. Hayatın çok kısa bulunduğunu ve size mutlu bir yaşam için vaktinizin çok olmadığını hatırlatmak isterim ki siz bu bilince vardığınızda anlarsınız ki boşa vakit geçirecek bir zaman lüksünüz yoktur.



Büyü Nasıl Yapılır? 3



Öyleyse hemen şu andan itibaren kendi mutlu geleceğiniz için gerek eşinizle gerekse sevgilinizle yaşamış olduğunuz problemlerin tümüne çare aramak için harekete geçin ve dikkatsizlik etmeyin ki eğer siz kendi yaşamınızda yanlış giden bir birlikteliğin kendi kendine düzelmesini beklerseniz sadece ama sadece kendi kıymetli zamanınızı kaybetmiş olmuş olmuş olursunuz.



Bazen süre iyi bir ilaçtır fakat çoğu süre en iyi seçenek derhal harekete geçerek radikal bir ekip kararlar alıp bu kararlarımızı kendi yaşandığımıza bütünleşmiş etmemiz daha doğru ve akılcı bir tutum olacaktır.





Bu yazımda sizlere kara büyü çeşitleri hakkında bilgiler verip, sizlerin kara büyüler hakkında bilgi edinmenizi sağlayacağım. Bilindiği gibi kara büyü bir tür kötülük büyüsüdür. Kara büyülere örnek olarak verecek olursak, sabun büyüsü, kilit büyüsü, domuz yağı büyüsü, balmumu büyüsü ve kaşık büyü gibi bir çok örnek verebiliriz. Bunların dışında daha bir çok kara büyü çeşitleri vardır.



Bu yazdıklarım en fazla tercih edilen kara büyü çeşitleridir. Kara büyülerin tercih edilmesindeki önemli bir faktör bu büyülerin uygulamalarının kolayca yapılabilir olmasından kaynaklanmasıdır. Diğer büyü türlerine göre kara büyüler hem yapılış aşamalarında hemde uygulama aşamalarında diğer büyülerle karşılaştırıldıklarında çok daha kolay yapılmaları ile dikkat çekerler.



Bir insanı evden uzaklaştırmak için yapılan kara büyüler: Sizin hayatınızı zehir eden ve sizin mutsuz olmanız için elinden gelen her şeyi yapan bir düşmanınız yada sizi sevmeyen bir insan olabilir. Çoğu zaman bu durumlar gelin ve kaynana arasında yaşanır. Gelinini sevmeyen bir kaynana kendi oğlunu etkilemek ve kendi sözünü dinletmek için farklı tutumlar içine girebilir. İşte böyle bir durumda aynı evde yaşayan gelin kaynanasını evden uzaklaştırmak için kara büyülerden yardım olabilir. Bu şekilde evde yaşayan diğer kadın bu evden uzaklaştırılmış olur.



Bir insanın sağlığını zarar vermek için yapılan kara büyüler: Bir diğer kara büyü çeşidi de o insanın sağlığını kötü yönde zarar vermek için yapılan türleridir. Örneğin bazı insanlar diğer insanlardan çok ciddi şekilde zarar görüyor olabilirler. Bu durumdan kurtulmak için diğer insana kendi elleriyle zarar vermek istemezler bunun bilinmemesini ama o insanın zarar görmesini hatta sağlığını kaybedip yataklara düşmesini isterler. Bu noktada size düşman olan kişiye zarar vermek için, onu hastalık sahibi yapmak için bu tılsımın gücünden yararlanabilirsiniz.



Bir insanın yaşamına son vermek için yapılan kara büyüler: Aslında bu en tehlikeli tılsım şeklidir, özellikle bu tür büyüler bir insanın yaşamını bitirecek kadar güçlü tılsımlardır. Bazen bazı insanların nefret ettikleri, öldürmek istedikleri kişiler olabilir işte bu noktada bazı kişiler sevmedikleri, hatta nefret ettikleri bu kişiden tamamen kurtulmak için onların ölümüne kadar tesir edecek bu büyüleri tercih ediyorlar.



Bir evli çifti ayırmak için yapılan kara büyüler: Bu uygulamada ayrılmasını istediğiniz eşleri kısa süre içinde birbirlerinden nefret ederek ayrılmasını sağlayabilirsiniz. Bu tılsım yapıldıktan sonra o ailenin içinde sürekli ciddi tartışmalar başlar, eşler artık birlikte aynı yatakta yatamaz duruma gelerek sürekli kavga etmeye başlarlar. Bu tartışmalar gün geçtikçe daha da kuvvet kazanarak devam eder. En sonunda gelinen nokta ayrılmak olacaktır. Bu çift artık bu zamandan sonra kara büyü çözülmediği sürece ayrılmak zorunda kalacaklardır. Bu evliliği kurtarmanın tek yolu yapılan kara büyüyü tespit edip onu hemen bozdurmak olmalıdır. Bu yapılmadığı sürece bu evliliğin kurtarılması maalesef mümkün olmaz. Bu çift bu büyünün tesiri devam ettiği sürece asla birlikte olamaz ve yakın zaman için ayrılmak yada boşanmak zorunda kalırlar.



İş yerinde size zarar veren insanları sizden uzak tutmak için yapılan kara büyüler: Bu sorunla çoğu insan karşı karşıya mutlaka hayatında bir kez dahi olsa karşılaşmıştır. İş yerlerinde birbirini çekemeyen birbirine karşı nefret besleyen pek çok çalışan olabilir. Hatta sizin yükselmenizi istemeyen yada sizin makamınızda gözü olan bazı kişiler size karşı kara büyü yaptırabilirler. Veya bunun tam tersi olabilir eğer sevmediğiniz bir insanla aynı ortamda çalışmak istemiyorsanız onu bulunduğunuz iş ortamından uzaklaştırmak için kara büyü yaptırabilirsiniz. Bu şekilde rakibiniz olan kişi bundan sonra asla size zarar veremez zaten kısa bir süre sonra o iş yerinden ayrılmak zorunda kalır.




Pamuk Çekirdeği Büyüsü



Üç tane pamuk çekirdeğinin üstüne birer kere tuncina duası okunur. Sonra evlenmesi istenen kişilerin ismi söylenir ve çekirdekler kişilerin kapısının eşiğine gömülür. Kısa süre sonra evlenmesi istenen kişilerin evlendiği söylenir.



Kurşun Büyüsü



Bir levha kurşunun üzerine istenen kimsenin ve annesinin isimleri yazılır. Sonra tuncina duasının baş kısmı yazılıp ateşe atılır. Kurşunu atarken de “Bu kurşun nasıl erirse… o da benim için öyle erisin bana gelsin!” denir. Kurşun eridiğinde o kişinin dayanamayarak geldiği söylenir.



Saygı İçin Büyü



Sevdirmek için bu büyüden de faydalanılır.Böylece kendisini sevmeyen, beğenmeyen birini dahi kolaylıkla bağlar. Bu büyü yapıldığı zaman büyülenen kimse deli gibi aşık olur. Büyü yapanı görmediği zamanlar kederinden hasretinden ölecek hale gelir. Pek çok çeşit muhabbet büyüsü bulunmaktadır. Büyülenen bir yiyeceği istenen kimseye yedirmek veya okunmuş çiçeği koklatmak gibi durumlar yeterlidir.



At Nalı Büyüsü
Eski bir at nalının üzerine sevmesi istenilen kimsenin ismi ve Ayetülkürsü suresi yazılır. Küllü bir ateşin dibine nal yerleştirilir, yalnız önemli olan bu ateş hiç sönmemelidir.Ancak ateş yandığı sürece o kişinin aşkı devam edecektir.



Biber Büyüsü
Bir top kırmızı biberin çekirdekleri çıkarılarak kırk bir tanesi ayrılır ve diğerleri atılır. Her çekirdeğe bir Yasin suresi okunur ve bu çekirdekler tekrardan biberin içine doldurulur. Biber ateşe atılırken de “Bu biber nasıl yanarsa… o da benim için öyle yansın bana gelsin” denilir.Yedi gün süreyle bunu tekrarlamak gereklidir.



Bakır Büyüsü
Bir bakır levha üzerine Allah’ın sıfatları yazılır ve yüksekçe bir yere asılır. Her gün seher vaktinde kalkılacak bu bakıra bakılacak ve istenen kimsenin helal sevgisi için dua edilecektir.Böylece o kimse gelir ve bakır orada durduğu sürece bir daha da ayrılmaz.



Yarasa Büyüsü
Yarasa kesilerek kanı sevilen kimsenin eşyasına veya üstüne sürülür.Yada bu kandan bir iki damlası istenen kimsenin içeceği bir şeye karıştırılır. Yarasanın ölüsü de o kişinin kapı eşiğine gömülür. Büyülenen kimse aşık olur ve bir daha da ayrılmaz.



Tırnak Büyüsü
Bir kimsenin kestiği tırnak, bir kap içinde yakılıp kömür haline getirilir ve ince ince dövülerek toz haline getirilir. Bu toz, sevmesi istenen kimsenin yiyeceğine veya içeceğine karıştırılır. O kimse bunu yedikten yada içtikten sonra bağlanır ve bir daha ayrılmaz.



Nohut Büyüsü
Kırkbir tane nohudun her bir tanesine bir İhlas duası okunur.Daha sonra nohutlar bir kaba konularak ağır ağır pişirilirken sevmesi istenen kimsenin ismi tekrarlanır. Nohutlar iyice pişince o kişinin içine büyük bir aşk ateşi düşer. Her şeyi terk ederek koşa koşa ona geldiği söylenir.



Kuru Üzüm Büyüsü
Yirmi bir tane kuru üzüm tanesinin üstüne bir Yasin okunur.Daha sonra bunlar bir kapta ağır ağır kavrulur. Üzümler kavrulurken de bir kara dut, bir beyaz dut çubuğu ile bunlar karıştırılır. Bir yandan da “Falanın oğlu ya da kızı… aşkımdan ak dut gibi sararsın, kara dut gibi kararsın. Yemesin içmesin, gözüne uyku girmesin, beni görmedikçe rahat etmesin!” diye tekrarlanır. Üzümler kavrulduktan sonra iki gün içinde büyü yapılan kimse çıkıp gelir.



Saç Büyüsü
Sevilen kimsenin yedi tel saçına Ya Vedut duası okunur ve saçlar ateşe atılıp yakılır. O kimse aşktan delirecek gibi olur ve yapan kişiye gelir.



Sicim Büyüsü
Bir sicimin üzerine kırk bir düğüm atılır. Bu istenen kişinin geleceği sırada kapının önüne bir paspasın altına yerleştirilir. O kişi oraya bastığı an bağlanmış olur. Bir daha da ayrılmayı düşünmez. Yalnız her düğümü atarken o kişinin adını söylenmelidir..



Bakla Büyüsü
Kırk bir tane baklanın üstüne bir adet Esma çekilir. Ondan sonra baklaların her gece bir tanesi ateşe atılarak, “…benim aşkımdan yanıp tutuşsun ve hemen gelsin” denilir. Kırk bir gece içinde gelmesi istenen kişinin geldiği söylenir. Bazen daha birkaç bakla yakıldığı halde çıkıp gelebilir, o durumda diğer baklaları yakmaya devam etmek gerekir. Aksi takdirde büyü yarım kalacağından gelen kimse de birden bire soğuyarak geri dönebilir.



Gül Büyüsü
Bir gülün üstüne bir adet Esma ve Tuncina duası okunur ve bu, beğenilen kimseye verilir. Kendisi bu çiçeği koklar ve bir daha ayrılmamak üzere aşık olur. Ancak böyle bir çiçeği büyü yapılacak kişinin kendisine vermek, başkalarıyla göndermemek gerekir.



Şeker Büyüsü
Bir şeker veya tatlı üzerine kırk bir adet Bismillahirrahmanirrahim okunur ve bu sevilen kimseye yedirilir. O kişi o andan itibaren içinde neşe, huzur ve sevgi duyar. Aslında diğer büyülerle karıştırmamak gerekir. Bu iş iyi niyetle yapılırsa bir zararı yoktur. Çünkü tatlı yiyen kimsede sadece huzur ve mutluluk olur. Bunun etkisi de uzun süreli değildir.



İncir Büyüsü
Taze bir incirin üstüne Ya Bedduh, Ya Kısmet, Ya Muhabbet sözleri bin kere okunur ve sonra sevilen kişiye yedirilir. Böylece o kimse aşık olur ve kalbiyle tamamen bağlanır bir daha da ayrılmayı istemez.



Mum Büyüsü
Bir mum üzerine istenen kişinin annesinin ismi ve isteklinin kendi ismi yazılır. Bunun üzerine de bin Esma okunur. Gece yarısını geçtikten sonra büyüyü yapan kimse, “Bu mum nasıl yanıyorsa, sende benim için öyle yan” diyerek mumu yakar.Fakat mumun yedide biri yanınca söndürmelidir. Ertesi gece yine aynı şeyi tekrarlar. Böylece mumu yedi gecede yakar. Erimiş mumu da harlı ateşe atar ve yine aynı sözleri tekrarlar. Böylece o insan sevgiden yana yana çıkagelir.



Kabak Büyüsü



Sevgisi sönen, unutan, bıkan ve giden kimseyi geri getirmek için de büyüden faydalanılır. Pek çok muhabbet büyüsü sönen aşkı canlandırmaya yeterlidir. Ancak araya soğukluk girdiyse ve o kimse çok uzaklardaysa, o vakit çok daha kuvvetli bir büyü gerekmektedir. Bir bal kabağı oyulur ve içinden çekirdekleri çıkarılır. Bu çekirdeklere onbir Esma okunur.Daha sonra bu çekirdekler tekrar kabağın içine doldurulur. Kabak gidenin gelebileceği tarafa, yüksek bir yere asılır.Ve orada kurumaya bırakılır. Kabak kuruyup düştüğü zaman, o kaçan, unutan, giden kimse büyük bir sevgi ve istekle geri döner. Bir daha da ayrılmaz.



Sabun ve Saç Büyüsü
Sabun ve saçla yapılan bu büyü öldürücüdür. Büyü yapılmak istenen kişinin saçından birkaç tel alınır. Hiç kullanılmamış bir kalıp sabuna sarılır.Daha sonra sabuna kır bir iğne batırılır ve belirli bir dua okunur. Sonra bu sabun kör bir kuyuya atılır. Sabun orada eridikçe büyü yapılan kimse de evinde erimeye başlar ve yatağa düşer.



Kaşık Büyüsü
İki sevgiliyi, eşi ya da kardeşi ayırmak üzere yapılan bir büyü çeşididir. İki tahta kaşığa, ayırmak istenilen kimselerin adları yazılır ve kaşıklar arka arkaya getirilip bağlanır.Yeni ölmüş birinin mezarı açılarak kefeninden bir parça alınır ve kaşıklara sarılır. Belirli bir dua okunur ve kaşıklar başka bir mezara gömülür. Ayrılması istenen kimseler o zamandan itibaren birbirleri için adeta ölü gibidirler. Yaşadıkları zamanca bir daha yüz yüze gelemezler.



Domuz Yağı Büyüsü
Eşleri ayırmak için en çok kullanılan maddelerden biri de domuz yağıdır. Büyüyü yapacak olan kimse bir parça domuz yağını alır, koynuna sokar. Sonra bir kiliseye gidip rahipten kendisini okumasını ister. Rahip bu isteği kabul ederek o kimseyi okursa amaç gerçekleşir. O insan okunurken koynunda gizli domuz yağı da okunmuş olur. Bu okunmuş domuz yağını çiftin yattığı yatağa koyarsa, o zaman karı koca birbirini domuz gibi görmeye başlar, birbirinden nefret edip uzaklaşırlar. Büyüyü yapan kişi, eğer yatağa koyamıyorsa, sokak kapısına sürer, bu da tartışma ve kavgalara soğukluğa yol açar.



Ölü Toprağı Büyüsü
Ayırmak üzere yapılan büyülerde ölü toprağı kullanılır. Ölü toprağı bir mezardan alınarak ayırmak istenilen kimselerin yatağına serpilir. Çift o zamandan itibaren birbirinden ayrılır. Ölü toprağı serpilirken belirli duaları okumak ve belirli sözleri söylemek gerekir.
Büyü Tazeleme
Kimi büyülerin ömür boyu sürmesine karşın,kimileri bir ay ya da bir yılda etkilerini kaybeder. Mesela biber yakarak birinde arzu uyandırmak mümkün olabilir ama bu geçici bir istektir.İsteğinin devam etmesi için bu büyüyü tekrarlamak lazımdır. Buna karşın kaşık büyüsü ömür boyu sürer. Domuz büyüsü de yine bulunup temizlendiği zamanda etkisini kaybeder. Bu tür büyüler tekrarlanması halinde etkili olurlar. Yani büyüler ömür boyu ve kısa süreli olmak üzere ikiye ayrılırlar.